Avrupa Birliği Adalet Divanı, “KitKat” davasıyla ilgili
kararını verdi. Kararla Nestlé (KitKat'ın üreticisi) çikolatalı gofret şekli
üzerindeki marka haklarını kaybetti.
Karar Nestlé'nin KitKat şekil markasının AB çapında ayırt
edicilik elde ettiğine dair yeterli kanıt sunamamasına dayanıyor. Nestlé, tüm
üye devletlerden sadece bazıları için kanıt sunabilmişti. Nestlé tüm üye
devletlerde gofret şeklinin ayırt edicilik kazandığına dair kanıtlar sunabilseydi,
şekil markası üzerindeki haklarını koruyabilecekti.
Davanın Geçmişi
Nestlé, 1935 yılından beri üretimini ve satışını yaptığı çikolatalı gofreti KitKat'ın şekli (dört çubuklu çikolata şekli) için 2006 yılında "Avrupa Birliği marka tescili" elde etmişti. Norveç'de "Kvikk Lunsj" markalı dört çubuklu
çikolatanın 1937 yılından beri üreticisi olan rakip çikolata ve şekerleme şirketi Mondelēz, KitKat'ın dört çubuklu şeklinin ayırt edici olmadığı gerekçesiyle hükümsüz kılanması talebinde bulundu. Bu hükümsüzlük talebine konu davanın sonuca
bağlanması tam 11 yıl aldı.
Dava ilk olarak, Avrupa
Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) tarafından ele alındı ve EUIPO markanın ayırt
edici olduğuna karar verdi. Mondelēz bu kararı AB Genel Mahkemesinde temyize götürdü.
Avrupa Birliği Genel Mahkemesi, çikolatalı gofret şeklinin AB’nin tümünde
değil, sadece belirli bir bölümünde ayırt edicilik kazandığının ispatlandığını
gerekçe göstererek temyizi kabul etti ve markanın hükümsüzlüğüne karar verdi.
Nestlé, tüm AB ülkelerinde bir işaretin ayırt edici olması
gerekliliğinin tek pazar ve Avrupa Birliği markası fikriyle çeliştiğini ifade
ederek Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD)’nda temyiz başvurusunda bulundu. ABAD
vermiş olduğu kararda, Genel Mahkemenin “özünde (inherent) ayırt edici olarak kabul edilmeyen bir
işaret AB'de ayırt edicilik kazandıysa AB markası olarak tescil edilebilir”
hükmünü doğru buldu. Nestlé’nin çikolatalı gofret şeklinin AB’ye üye tüm üye
ülkelerde ayırt edicilik kazandığına dair yeterli kanıt sunamaması davayı
kaybetmesine neden oldu.
ABAD, her bir üye devlet için ayırt edici karaktere elde
etmiş işarete ilişkin kanıt sunulması gerekmese de, işaretin özünde (inherent) ayırt
edici bir karaktere sahip olmadığı tüm üye devletlerin hepsinde genel olarak ayırt
edicilik göstermesi gerektiğini ortaya koydu. Bazı mallar veya hizmetler için, üye
devletler aynı dağıtım ağında birlikte gruplandırılabilir ve bu üye devletler
bir ulusal pazarmış gibi değerlendirilebilir.
Yorum
Bu karar dikkate alındığında, kazanılmış ayırt ediciliği
kanıtlarken, Mahkemede doğru delillerin ortaya koyulması hayati derecede önem
arz ediyor. Nestlé, 10 AB ülkesine ilişkin delil sunmakla beraber, bu deliller,
ABAD tarafından, tüm ilgili AB ülkelerinde ispat yükümlülüğünü karşılar nitelikte
görülmedi. ABAD’a göre, kazanılmış ayırt ediciliğin kanıtlanması dünya çapında
ortaya koyulabilir, ancak kanıtlar üye ülkeyi, hatta birini dahi kapsamıyorsa,
yeterli kanıt olarak kabul edilmeyecektir.
ABAD'ın basın açıklaması - https://curia.europa.eu/jcms/upload/docs/application/pdf/2018-07/cp180116en.pdf