Avrupa Birliği Genel Mahkemesi, İtalyan Hükümetinin itirazı üzerine, "La Mafia se sienta a la mesa" ("Mafya masaya oturuyor") ibareli Avrupa Birliği marka tescilinin genel ahlak ve kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline karar verdi.
2006'da İspanyol restoran zinciri "La Mafia Franchises" adlı şirket "La Mafia se sienta a la mesa" ibaresi için 25, 35 ve 43 numaralı sınıflarda Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi'nde (EUIPO) figüratif marka tescili başvurusu yaptı (sağda). Şirketin talebi 2007'de kabul edildi ve marka tescil edildi.
2015 yılında İtalyan Hükümeti markanın tescil edildiği mal ve hizmetlerin bütününde geçersiz olması için EUIPO'ya başvuruda bulundu. İtalya, bu markanın Avrupa Birliği Marka Yönetmeliğinin (2017/1001) 7(1)(f) maddesindeki "genel ahlak ve kamu düzeni" kuralına aykırı olduğunu iddia etti.
İtalya başvurusunda markanın bütününde yer alan "Mafia" kelimesinin bir suç örgütüne atıfta bulunduğunu ve dolayısıyla
- bir restoran zincirini belirtmek için markada kullanılmasının oldukça olumsuz duygular uyandıracağını,
- İtalyan mutfağının olumlu imajına zarar vereceğini,
- bir suç örgütünü önemsizleştireceğini iddia etti.
2016 yılında hem EUIPO İptal Bölümü hem de EUIPO'nun Birinci Temyiz Kurulu İtalyan Hükümetinin taleplerinin doğruluğunu onayladılar ve marka tescilinin iptaline karar verdiler.
EUIPO kararı sonrasında La Mafia Franchises kararın iptali için Avrupa Birliği Genel Mahkemesine temyiz başvurusunda bulundu.
La Mafia Franchises'ın iddiaları
Temyiz başvurusunda La Mafia Franchises iddialarını aşağıda şekilde sıraladı:
- Öncelikle, ne Mafya olarak biline örgüt, ne de üyeleri EUIPO’nun inceleme rehberinin, kamu düzenine aykırı AB markalarının tescil edilmesinin yasaklanması gerektiğini göstermek amacıyla atıfta bulunduğu "Terörle Mücadeleye Yönelik Özel Önlemlerin Uygulanmasına İlişkin Ortak Konsey Tutum" belgesinin "EK"inde yer alan terörist kişi ve grupların listesine dahil değildir.
- İkinci olarak, markanın "Mafya" kelimesine atıfta bulunması, ortalama tüketici tarafından bu suç örgütünün teşviki veya desteklenmesi niyetinde olduğu sonucuna varmak için yeterli değildir. Aksine, bu işareti oluşturan diğer unsurlar, bunun bir tür parodi ya da Godfather film serilerine atıfta bulunduğunu ima etmektedir.
- Üçüncü olarak, markanın kapsadığı mal ve hizmetler “iletişim” hizmetleri değildir. İşaretin hakaret, şok edici veya taciz edici olduğu söylenemez.
- Son olarak, "mafya" kelimesini içeren birçok AB ve İtalyan markası bulunuyor.
AB Genel Mahkemesinin Değerlendirmesi
AB Genel Mahkemesi, "Mafya"nın terörist kişiler veya gruplar listesinde yer almadığı iddiasının konu ile ilgisi olmadığını belirterek, söz konusu listenin amacının terörizm dışındaki suç faaliyetlerinde yer alan konuları belirtmek olmadığını ve dolayısıyla listenin her durumda herşeyi kapsayan bir liste olmadığını ifade etti.
Buna göre, Genel Mahkeme, “Mafya” kelimesinin İtalya’da ortaya çıkan ve İtalya'nın ötesinde dünya çapında faaliyet gösteren bir suç örgütü olarak anlaşıldığını belirtti. Mahkeme, mafyayı genellikle, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, kara para aklama ve yolsuzluk gibi faaliyetlerini yürütürken sindirme, fiziksel şiddet ve cinayete başvuran bir örgüt olarak tanımladı.
Genel Mahkemeye göre, bu tür suç faaliyetleri AB'nin kurulduğu değerleri, özellikle de "AB Antlaşması"nın 2. Maddesinde belirtilen insan haysiyeti ve hürriyetine saygı değerlerini ve "AB Temel Haklar Şartı"nın 2, 3 ve 6. Maddelerini ihlal etmektedir ve ayrıca “Mafya” sözcüğü, İtalya'da da derinden olumsuz çağrışımlara sahiptir.
Mahkeme, kararında "itiraz edilen işaretin tescil edilmesinin amacının sarsıcı veya rahatsız edici olmadığı, yalnızca Baba (Godfather) film serisine atıfta bulunduğu" iddiasının doğru olmadığı görüşüne yer verdi.
Mahkemeye göre, bir işaret özellikle saldırgan ya da sarsıcı olduğunda, işaret soyutlanmak suretiyle değerlendirilmelidir ve yalnızca "Baba" film serisine imada bulunulması amacı (ki, markada açıkça bu durum belirtilmemiştir) markanın ilgili halk kitlesi tarafından olumsuz algılanmasıyla ilgili bir konu değildir. Mahkeme, “Mafya konusundaki pek çok kitap ve filmin bu örgütün yaptığı zarar algısını hiçbir şekilde değiştirmediğini” vurguladı.
Sonuç olarak, Mahkeme markanın "bir gül ve “se sienta a la mesa” ibaresini kullanarak huzur ve rahatlama hissini aktardığı ve bunun suç örgütünün yasadışı faaliyetlerini önemsizleştirdiğini ifade ederek, kararında şu görüşe yer verdi:
"Bir bütün olarak düşünüldüğünde, dava konusu marka, bir suç örgütüne atıfta bulunmaktadır, söz konusu örgüte küresel olarak olumlu bir imaj vermektedir ve dolayısıyla, örgütün Avrupa Birliği'nin temel değerlerine yaptığı ciddi zararı önemsiz kılmaktadır… Dava konusu markanın sadece bu suç örgütünün kurbanlarını ve bu kurbanların ailelerini değil, aynı zamanda AB topraklarında, bu markayla karşılaşan ve ortalama duyarlılık ve hoşgörü eşiği olan herhangi bir kişiyi de sarsması veya rahatsız etmesi muhtemeldir."
Tüm bu görüşleri ışığında Genel Mahkeme, EUIPO Temyiz Kurulu kararını onadı ve markanın iptal edilmesine karar verdi.