• This is default featured slide 1 title

    Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by NewBloggerThemes.com.

  • This is default featured slide 2 title

    Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by NewBloggerThemes.com.

  • This is default featured slide 3 title

    Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by NewBloggerThemes.com.

  • This is default featured slide 4 title

    Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by NewBloggerThemes.com.

  • This is default featured slide 5 title

    Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by NewBloggerThemes.com.

Crocs ikonik sandaletlerinin tasarım tescil hakkını kaybetti

Kumsalda Mavi Renk Crocks Sandaletleri

AB Genel Mahkemesi Amerikalı firma Crocs'un kendi adıyla piyasada bilinen sandalet tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne karar verdi.

Crocs 2005 yılında Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi'nde (EUIPO) sandalet tasarımını tescil ettirmişti. Fransız perakendeci firma Gifi Diffusion tasarımın iptali için 2013 yılında EUIPO'ya itirazda bulunarak, sandaletlerin başvuru tarihinden iki yıl önce piyasada satıldığını ileri sürdü ve tasarım tescilinin hükümsüzlüğünü talep etti.

Crocs Sandaleti Çizim

Gifi iddiasını desteklemek için sandaletlerin 2002 yılında "Fort Lauderdale Boat Fuarı"nda sergilendiğini gösteren resimler ve internet sitesinde bu tasarımların aynı tarihlerde yer aldığına yönelik internet sayfası çıktıları sundu. Gifi'in iddiasına karşı Crocs Avrupa'daki üreticilerin fuarda sergilenen ürünün varlığından haberdar olmalarının mümkün olmadığını ileri sürdü.

AB kurallarına göre, bir tasarım başvuru tarihinden 12 ay önce kamuya sunulursa tescil elde etme hakkını kaybediyor. Bu nedenle, EUIPO Crocs'un karşı iddialarını kabul etmeyerek 2016'da tasarımın hükümsüzlüğüne karar verdi.

Crocs kararı AB Genel Mahkemesi'nde temyize götürdü. Genel Mahkeme EUIPO ile aynı fikirde olduğunu beyan ederek tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne karar verdi. Bu karara karşı Crocs iki ay içerisinde temyiz başvurusunda bulunabilir ancak Crocs'un temyize gidip gitmeyeceği merak konusu.

Crocs sandaletlerini hem seven hem de eleştiren çok oldu. Crocs dünya çapında 300 milyon parça satıldı ve bu sandaletleri giyenler arasında  George W Bush and Michelle Obama da bulunuyordu. Prens George, 2015 yılında donanma mavisi Crocs sandaletleri ile fotoğraflandığında, ürünün Amazon'daki satışları % 1,500 oranında artmıştı.

Prens George, annesi Kate Middleton ile beraber donanma mavisi Crocs sandaletleri ile yeşil çimlerde koşarken

Tüm popülerliğine rağmen 2010'da Time dergisi Crocs sandaletlerini dünyanın en kötü 50 buluşundan biri olarak adlandırmıştı. Dergi “Ne kadar popüler olduklarının önemi yok, oldukça çirkinler” şeklinde yorum yapmıştı.

Bu karar tasarımcıların tasarımlarını kamuya açıklamadan veya reklamını yapmadan önce koruma elde etmek için tasarım başvurusu yapmaları gerektiğine iyi bir örnek teşkil ediyor.

Mahkeme kararına buraya tıklanarak ulaşılabilir.
Share:

Avrupa Patent Ofisi resmi ücretlerinde değişiklikler

Avro Banknotlar


Avrupa Patent Ofisi 1 Nisan 2018'den itibaren geçerli olmak üzere resmi ücretlerinde bir dizi değişikliklere gideceğini duyurdu. Duyuruda çoğu ücretin aynı kaldığı görülüyor. Ancak araştırma ücreti, temyiz ücreti, başvuru ücreti gibi bazı ücretlerinde önemli güncellemeler yapıldığı gözleniyor.

Araştırma Ücreti

EPO haricinde başka bir ofis tarafından araştırma raporu düzenlenen PCT başvurularında, başvuru sahiplerinin EPO’ya ek araştırma raporu (supplementary search report) düzenlemesi için ek araştırma ücreti (supplementary search fee) ödemesi gerekiyor. PCT aşamasında araştırma raporunun Amerikan Patent Ofisi, Japon Patent Ofisi, Kore Patent Ofisi, Çin Patent Ofisi, Rusya Patent Ofisi veya Avustralya Patent Ofisi tarafından düzenlenmiş olduğu durumlarda ek araştırma ücretine 190 EURO indirim uygulanıyordu. 1 Nisan 2018 tarihinden itibaren belirtilen ofisler tarafından düzenlenen araştırma raporlarına ilişkin bu indirim uygulamasına son verilecek ve başvuru sahiplerinin normal tarifede belirtilen ücreti indirimsiz ödemesi gerekecek.

Temyiz Ücreti

1 Nisan 2018 tarihinden itibaren EPO temyiz ücreti büyük ölçekli firmalar için 1,880 EUR’dan 2,225 EUR’ya çıkarılacak. Bununla beraber mevcut ücret temyizin bir kişi, küçük veya orta ölçekli firma, üniversite, kamu araştırma kurumu veya kar amacı gütmeyen bir örgüt tarafından dosyalanması halinde aynı kalacak.

Elektronik Başvuru

EPO geleneksel olarak dokümanların elektronik olarak dosyalanmasını teşvik ediyor. Bu nedenle, elektronik olarak başvuruların yapılması hallerinde başvuru ücretinde indirim uyguluyor. Yeni ücret tarifesinde elektronik olmayan yöntemlerle (post veya faks) yapılan başvurulara ilişkin başvuru ücreti artırım sonucunda 250 EUR olacak. Buna karşın elektronik ortamda dosyalanan başvurulara ilişkin başvuru ücretlerinde bir artırıma gidilmedi ve başvuru ücreti 120 EUR olarak kaldı.

Öte yandan, 1 Nisan 2018’den itibaren tarifname, istemler, özet ve çizimleri gibi dokümanların “karakter kodlu formatta” dosyalanmaları halinde başvuru ve tescil ücretleri gibi ücretlere ek indirim imkânı getiriliyor. EPO’nun dokümanların karakter kodlu formatta dosyalanmasına imkân verecek yapıyı kurması henüz sonuçlanmadığından bu indirimleri elde etmek şuan için mümkün olamayacak. Ancak çok kısa bir süre içerisinde bu imkânı EPO’nun başvuru sahiplerine sunması bekleniyor.

PCT Başvuruları

1 Nisan 2018 tarihinden itibaren, Uluslararası Araştırma Otoritesi veya Uluslararası Ön İnceleme Otoritesi olarak EPO’ya ödenmesi gereken ücretlerde de indirime gidiliyor. Uluslararası araştırma ücreti ve uluslararası ön inceleme ücreti 100 EUR kadar düşürülecek. Ek olarak, EPO’nun uluslararası ön inceleme raporu düzenlediği durumlarda Avrupa patenti inceleme ücretinde uygulanan %50 indirim de %75’e çıkarılacak. Bu indirimlerle daha fazla başvuru sahibinin PCT başvurularında EPO hizmetlerinden yararlanması amaçlanıyor.
Share:

AB, Brexit sonrası ticari markaların durumuna ilişkin bir Taslak Anlaşma yayınladı

Brexit-EU
19 Mart 2018'de İngiltere ve Avrupa Komisyonu, İngiltere’nin Avrupa Birliği'nden çekilmesi ile ilgili bir Taslak Anlaşma metni yayınladı.

Taslak İngiltere’nin 29 Mart 2019 tarihinde Avrupa Birliği'nden ayrılacak olmasına rağmen, AB hukukunun İngiltere içinde uygulanmaya devam edeceği 31 Aralık 2020 tarihine kadar sürecek bir geçiş döneminin olmasını ön görüyor.

Taslağa göre, geçiş döneminin sonunda Avrupa marka tescili sahipleri  (‘EUTM’) yeniden incelemeye gerek kalmaksızın İngiltere’de eşdeğer marka tesciline (“UKTM”) sahip olacaklar. Bu markaların yenileme tarihleri orijinal Avrupa marka tescillerine ilişkin yenileme tarihleri ile aynı olacak. Bu durum hak sahiplerinin İngiltere'deki markaları için aynı koruma tarihine sahip olacakları anlamına geliyor.

Ancak hak sahiplerinin İngiltere’de eşdeğer marka hakkını elde edebilmeleri için herhangi bir maliyete katlanmalarının veya herhangi bir eylemde bulunmalarının gerekli olup olmayacağı Taslak Anlaşma’da net bir şekilde belirtilmiyor. Avrupa Birliği Komisyonunun duruşu eşdeğer marka tescili hakkı elde etmenin ücretsiz olması ve hak sahiplerine herhangi bir ek yük getirmemesi yönünde.

Bununla beraber, henüz tescil olmamış Avrupa Birliği marka başvurularına dayalı olarak İngiltere'de tescil hakkı etmek için başvuru sahipleri ek maliyet ve işlemlere katlanmak zorunda kalacaklar. Buna göre, geçiş döneminin sonunda henüz tescil elde etmemiş Avrupa Birliği marka başvurusu sahiplerinin geçiş döneminin bitiminden itibaren 9 ay içerisinde İngiltere’de aynı marka için aynı mal ve hizmetlerle başvuruda bulunmaları gerekecek. Bu şekilde başvuru sahipleri Avrupa Birliği marka başvurusunun başvuru tarihi ve/veya rüçhan tarihinden İngiltere’de yararlanabilecekler.

Uluslararası Madrid Tescil sistemi kapsamında yapılan Avrupa Birliği marka başvurularında (EU designation under Madrid Agreement), hak sahiplerinin geçiş döneminin bitiminden önce bir AB markası için tescil hakkı elde etmeleri durumunda, tescil için aynı hakların İngiltere’de uygulanacağı ön görülüyor. Bununla beraber, bu uygulamanın nasıl olacağı henüz netleştirilmiş değil.

Diğer yandan, AB markasının İngiltere’de kullanımı "AB’de kullanım" olarak kabul edilmeyecek. Benzer şekilde, İngiltere dışında orijinal AB markasının Avrupa Birliği'nde herhangi bir yerde kullanılması İngiltere tarafından "İngiltere'de kullanım" olarak kabul görmesi muhtemel görünmüyor. Markaların meşhur olarak kabulü konusunda da benzer bir uygulama söz konusu olacak. Bu nedenle, Avrupa Birliği markası sahiplerinin, herhangi bir kullanmamaya dayalı iptal davasından kaçınmak için, geçiş döneminde markalarını hem Avrupa Birliği'nde hem de İngiltere’de kullanmaları öneriliyor.  

Söz konusu düzenlemelerin Avrupa Birliği'nden bağımsız ayrı bir sözleşme (EPC) kapsamında yürütülen Avrupa patentleri ile bir ilgisi bulunmuyor.
Share:

AB Genel Mahkemesi "Mafia" ibaresini içeren marka tescilinin iptaline karar verdi

La Mafia se sienta a la mesa adlı Restoranın görünümü
Avrupa Birliği Genel Mahkemesi, İtalyan Hükümetinin itirazı üzerine, "La Mafia se sienta a la mesa" ("Mafya masaya oturuyor") ibareli Avrupa Birliği marka tescilinin genel ahlak ve kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline karar verdi.

2006'da İspanyol restoran zinciri "La Mafia Franchises" adlı şirket "La Mafia se sienta a la mesa" ibaresi için 25, 35 ve 43 numaralı sınıflarda Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi'nde (EUIPO) figüratif marka tescili başvurusu yaptı (sağda). Şirketin talebi 2007'de kabul edildi ve marka tescil edildi.


2015 yılında İtalyan Hükümeti markanın tescil edildiği mal ve hizmetlerin bütününde geçersiz olması için EUIPO'ya başvuruda bulundu. İtalya, bu markanın Avrupa Birliği Marka Yönetmeliğinin (2017/1001) 7(1)(f) maddesindeki "genel ahlak ve kamu düzeni" kuralına aykırı olduğunu iddia etti.

İtalya başvurusunda markanın bütününde yer alan "Mafia" kelimesinin bir suç örgütüne atıfta bulunduğunu ve dolayısıyla
  • bir restoran zincirini belirtmek için markada kullanılmasının oldukça olumsuz duygular uyandıracağını,
  • İtalyan mutfağının olumlu imajına zarar vereceğini,
  • bir suç örgütünü önemsizleştireceğini iddia etti.
2016 yılında hem EUIPO İptal Bölümü hem de EUIPO'nun Birinci Temyiz Kurulu İtalyan Hükümetinin taleplerinin doğruluğunu onayladılar ve marka tescilinin iptaline karar verdiler.

EUIPO kararı sonrasında La Mafia Franchises kararın iptali için Avrupa Birliği Genel Mahkemesine temyiz başvurusunda bulundu.

La Mafia Franchises'ın iddiaları

Temyiz başvurusunda La Mafia Franchises iddialarını aşağıda şekilde sıraladı:

  • Öncelikle, ne Mafya olarak biline örgüt, ne de üyeleri EUIPO’nun inceleme rehberinin, kamu düzenine aykırı AB markalarının tescil edilmesinin yasaklanması gerektiğini göstermek amacıyla atıfta bulunduğu "Terörle Mücadeleye Yönelik Özel Önlemlerin Uygulanmasına İlişkin Ortak Konsey Tutum" belgesinin "EK"inde yer alan terörist kişi ve grupların listesine dahil değildir.
  • İkinci olarak, markanın "Mafya" kelimesine atıfta bulunması, ortalama tüketici tarafından bu suç örgütünün teşviki veya desteklenmesi niyetinde olduğu sonucuna varmak için yeterli değildir. Aksine, bu işareti oluşturan diğer unsurlar, bunun bir tür parodi ya da Godfather film serilerine atıfta bulunduğunu ima etmektedir.
  • Üçüncü olarak, markanın kapsadığı mal ve hizmetler “iletişim” hizmetleri değildir. İşaretin hakaret, şok edici veya taciz edici olduğu söylenemez.
  • Son olarak, "mafya" kelimesini içeren birçok AB ve İtalyan markası bulunuyor.

AB Genel Mahkemesinin Değerlendirmesi

AB Genel Mahkemesi, "Mafya"nın terörist kişiler veya gruplar listesinde yer almadığı iddiasının konu ile ilgisi olmadığını belirterek, söz konusu listenin amacının terörizm dışındaki suç faaliyetlerinde yer alan konuları belirtmek olmadığını ve dolayısıyla listenin her durumda herşeyi kapsayan bir liste olmadığını ifade etti.

Buna göre, Genel Mahkeme, “Mafya” kelimesinin İtalya’da ortaya çıkan ve İtalya'nın ötesinde dünya çapında faaliyet gösteren bir suç örgütü olarak anlaşıldığını belirtti. Mahkeme, mafyayı genellikle, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, kara para aklama ve yolsuzluk gibi faaliyetlerini yürütürken sindirme, fiziksel şiddet ve cinayete başvuran bir örgüt olarak tanımladı.

Genel Mahkemeye göre, bu tür suç faaliyetleri AB'nin kurulduğu değerleri, özellikle de "AB Antlaşması"nın 2. Maddesinde belirtilen insan haysiyeti ve hürriyetine saygı değerlerini ve "AB Temel Haklar Şartı"nın 2, 3 ve 6. Maddelerini ihlal etmektedir ve ayrıca “Mafya” sözcüğü, İtalya'da da derinden olumsuz çağrışımlara sahiptir.

Mahkeme, kararında "itiraz edilen işaretin tescil edilmesinin amacının sarsıcı veya rahatsız edici olmadığı, yalnızca  Baba (Godfather) film serisine atıfta bulunduğu" iddiasının doğru olmadığı görüşüne yer verdi.

Mahkemeye göre, bir işaret özellikle saldırgan ya da sarsıcı olduğunda, işaret soyutlanmak suretiyle değerlendirilmelidir ve yalnızca "Baba" film serisine imada bulunulması amacı (ki, markada açıkça bu durum belirtilmemiştir) markanın ilgili halk kitlesi tarafından olumsuz algılanmasıyla ilgili bir konu değildir. Mahkeme, “Mafya konusundaki pek çok kitap ve filmin bu örgütün yaptığı zarar algısını hiçbir şekilde değiştirmediğini” vurguladı.

Sonuç olarak, Mahkeme markanın "bir gül ve “se sienta a la mesa” ibaresini kullanarak huzur ve rahatlama hissini aktardığı ve bunun suç örgütünün yasadışı faaliyetlerini önemsizleştirdiğini ifade ederek, kararında şu görüşe yer verdi:

"Bir bütün olarak düşünüldüğünde, dava konusu marka, bir suç örgütüne atıfta bulunmaktadır, söz konusu örgüte küresel olarak olumlu bir imaj vermektedir ve dolayısıyla, örgütün Avrupa Birliği'nin temel değerlerine yaptığı ciddi zararı önemsiz kılmaktadır… Dava konusu markanın sadece bu suç örgütünün kurbanlarını ve bu kurbanların ailelerini değil, aynı zamanda AB topraklarında, bu markayla karşılaşan ve ortalama duyarlılık ve hoşgörü eşiği olan herhangi bir kişiyi de sarsması veya rahatsız etmesi muhtemeldir."

Tüm bu görüşleri ışığında Genel Mahkeme, EUIPO Temyiz Kurulu kararını onadı ve markanın iptal edilmesine karar verdi.
Share:

Birleşik Krallık Lahaye Uluslararası Tasarım Sistemine katıldı.

London Tower Bridge

Birleşik Krallık (İngiltere), Dünya Fikri Mülkiyet Örgütünün (WIPO) Lahaye Uluslararası Tasarım Sistemine resmen katılım sağladı. Birleşik Krallık böylelikle Lahaye sisteminin 68. üyesi oldu. 13 Haziran 2018 tarihinden sonra yapılacak uluslararası tasarım başvurularında Birleşik Krallık için tasarım tescili talep edilebilecek.

Lahaye Sistemi tek bir başvuruyla birçok ülkede tasarım koruması elde etmeye olanak sağlıyor. Tasarım başvurularının tek nokta üzerinden yapılması Lahaye başvuru sistemini başvuru sahipleri için hem kolaylık hem de maliyet avantajı sağlıyor. Sitem birçok ülkede tasarım tescillerini tek çatı altında yönetme (unvan ve adres değişikliklerinin tek noktada yapılması, yenilemelerin tek bir taleple birçok ülkede bir kerede yapılması vb.) imkanı da veriyor.

Birleşik Krallık'ın üyesi olduğu Avrupa Birliği Lahaye Sistemine 2008 yılında üye olmuştu. Lahaye sistemi kullanılarak Avrupa Birliği üzerinden Birleşik Krallık'da tasarım tescili elde edilebiliyordu. Birleşik Krallık'ın sisteme dahil olması sayesinde AB'den bağımsız olarak Lahaye Sistemi yoluyla Birleşik Krallık'ta bireysel olarak tasarım tescili elde edilebilecek. Birleşik Krallık'ın sisteme dahil olması özellikle Brexit sonrası daha da önem kazanacak.

Lahaye sistemi özellikle 2015 yılında ABD ve Japonya'nın katılımlarıyla daha da tercih edilir bir sistem olmuştu. Birleşik Krallık'ın katılımının sistemi daha da güçlü kılması bekleniyor.

Birleşik Krallık'ın sisteme katılımı ile ilgili daha fazla bilgiye WIPO'nun 13 Mart 2018 tarihli basın bildirisinde bulabilirsiniz.
Share:

Adidas'ın "üç şerit" zaferi

Adidas -  impossible is nothing
Avrupa Birliği Genel Mahkemesi (EGC) Adidas'ın bir ayakkabının üzerine yerleştirilmiş iki şeritli ayakkabı için tescil talep eden iki marka başvurusuna karşı yapmış olduğu itirazları bir kez daha onayladı. 1 Mart 2018'de (Davalar T-629/16 ve T-85/16) verilen iki karar, Adidas ve Shoe Branding adlı firma arasında uzun zamandır devam eden ticari marka anlaşmazlığının bir parçası olarak ortaya çıkmıştı.

Shoe Branding 25. sınıfta ayak giysileri ve 9. sınıfta güvenlik ayakkabıları için "iki şeritli" bir ayakkabıyı gösteren iki pozisyon marka başvurusu (EUTM Başvuru No. 008398141 ve EUTM Başvuru No. 010477701) yapmıştı.
Shoe Branding 2 şeritli marka başvurusu çizgisel resmi
Shoe Branding 2 şeritli marka başvurusu
Adidas bu marka başvurularına sahip olduğu bir dizi üç şeritli marka tescilini göstererek itiraz etmişti.

Adidas çizgisel marka örneği
Adidas marka tescili
Adidas çizgisel marka örneği
Adidas marka tescili
25'inci sınıftaki başvuruya ilişkin itirazın kabulü Genel Mahkemeye intikal ettirildi ve 2015 yılında Genel Mahkeme Adidas'ın markalarının benzer olduğu iddiasını kabul etti ve itiraz kararını onayladı. Genel Mahkeme'nin bu kararı Avrupa Adalet Divanı tarafından da uygun görüldü.

Bu iki AB Mahkemesi kararının ardından, EUIPO’nun Temyiz Kurulu (BoA), her iki başvuruya karşı Adidas’ın itirazlarını onayladı. Temyiz Kurulu başvurulara konu markaların kullanılması halinde Adidas'ın Üç Şeritli Markasının sahip olduğu yüksek itibardan haksız kazanç elde etme ihtimalinin ortaya çıkacağına karar verdi.

Shoe Branding kararların yanlış olduğunu ileri sürerek her iki vakayı da Avrupa Birliği Genel Mahkemesinde temyize götürdü, gerekçe olarak da Almanya pazarında markaların barışçıl şekilde bir arada var olduklarını (peacefully co-existence) ileri sürdü.

Shoe Branding temyiz talebinde birlikte var olmanın tüketicilerin işaretler arasında bir ilişki kurma ihtimalini azalttığını ve böylece haksız kazanç sağlama riskinin olmadığını iddia etti. Bu iddiasına ek olarak, Shoe Branding Almanya'daki uzun süredir devam eden bir arada var olma nedeniyle her iki işaretin de Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) tarafından Avrupa markası olarak tescil edilmesi gerektiğini ileri sürdü.

Genel Mahkeme Shoe Branding'in tüm iddialarını reddetti.

Mahkeme kararında söz konusu işaretlerin barışçıl olarak birlikte var oldukları iddiasının doğru olmadığını ifade ederek, bu görüşüne gerekçe olarak, Adidas'ın Almanya'da Shoe Branding'e karşı benzer bir marka nedeniyle marka tecavüz davası açmasını ve bu davayı kazanmasını gösterdi.

Mahkeme kararında ayrıca Shoe Branding'in Adidas'ın ününden yararlanmaya çalıştığını ifade etti. Buna örnek olarak, Portekiz ve İspanya'da dolaşımda olan bir reklamda, Shoe Branding'in “İKİ ŞERİT YETER“ ("TWO STRIPES ARE ENOUGH") sloganını kullanmasını gösterdi.

Mahkemeye göre, Shoe Branding, bu sloganı kullanarak, Adidas'ın "Üç Şerit Markası"nı açıkça akıllara getirmeye ve tüketicilere iki şeritli markayı taşıyan ürünlerinin Adidas tarafından satılan ürünlerle eşit kalitede olduğunu ima etmeye çalışmıştı. Dolayısıyla, Mahkeme bunun haksız kazanç elde etme riskine neden olacak önemli bir etken olduğu kanaatine vardı.

Haklı gerekçe (due cause) ile ilgili olarak, Mahkeme öncelikle Shoe Branding'in her iki Avrupa Birliği marka başvurusu ile tüm Avrupa Birliği çapında marka tescili elde etmeye çalıştığına vurguda bulundu. Mahkeme, haklı gerekçeye dayanılması için, sadece Almanya'da değil, tüm Avrupa Birliği sınırları içerisinde barışçıl şekilde birlikte var olmanın kanıtlanması gerektiğini ifade etti. Mahkemeye göre, Shoe Branding'in AB çapında barışçıl olarak birlikte var olmanın mevcudiyetine yönelik bir iddia ortaya koymadığı dikkate alındığında, Almanya'da barışçıl bir şekilde bir arada var olma olsaydı dahi (ki böyle bir durum da mevcut değil), Shoe Branding'in savunmasının başarısız olma zorunluluğu ortaya çıkacaktı.

Ayrıca, Mahkeme, Shoe Branding'e, haklı gerekçeye dayanan tarafın iyi niyetle hareket etmiş olması gerektiğini hatırlatarak,  Shoe Branding'in “İKİ ŞERİT YETER” sloganını kullanmakla iyi niyetle hareket ettiğinin düşünülemeyeceği kanaatine vardı.

Sonuç olarak, Mahkeme, önceki Genel Mahkeme kararıyla benzer şekilde, her iki durumda da, işaretlerin belli bir dereceye kadar benzediği ve bu nedenle ilgili halk kitlesinin iki işaret arasında bir bağlantı kuracağı kanaatine vardı. Bunun özellikle Adidas'ın "Üç Şerit Markası"nın sahip olduğu uzun zamandır devam eden yüksek ünü dikkate alındığında ilgili halk kitlesinin 25. sınıftaki ve 9. sınıftaki ürünler bakımından söz konusu olacağı Mahkemece teyit edildi.

Mahkeme, "Üç Şerit" işaretinin on yıllardır süren yatırım, inovasyon ve tanıtım sayesinde elde edilmiş bir kalite ve prestij imajıyla bağlantılı olduğunu ve bu imajın Shoe Branding'ın markasına aktarılma ihtimali olacağını belirtti. Shoe Branding'in bu imaj aktarımını bir kez "İKİ ŞERİT YETER" sloganını kullanmak suretiyle denediğini ifade ederek, davayı reddetti.
Share:

Avrupa Patent Ofisi 2017 yılı istatistiklerini açıkladı

Avrupa Patent Ofisi - Ülke Bayrakları

Avrupa Patent Ofisi (EPO) 2017 Yıllık Raporunu açıkladı. Rapora göre 2017 yılında 165,590 adet Avrupa patent başvurusu yapıldı. Bu sayı yapılan başvurularda 3.9% artış anlamına geliyor.

Çin ilk beşte yer aldı

En fazla başvuru yapan ülkeler ABD (42,300), Almanya (25,490), Japonya (21,712), Fransa (10,559) ve Çin (8,330) oldu. Çin'den yapılan başvuruların sayısı 16.6% oranında arttı ve Çin bu artışla İsviçre'yi geride bırakarak en fazla Avrupa patent başvurusu yapan ilk 5 ülke arasına girdi. Japonya'dan yapılan başvuruların sayısı ise %3.5 oranında arttı. Önceki yıllarda Japonya'dan yapılan başvuru sayılarında azalma gözleniyordu. Benzer şekilde ABD'den yapılan başvurular da %5.8 oranında artış gösterdi. Dünya çapında en fazla başvuru yapan ülkelerden biri olan Güney Kore'nin  Avrupa patent başvurularında ise önceki yıllara göre düşüş gözlendi.Güney Kore'den yapılan başvuru sayısı 2017 yılında %8.2 azaldı.

Avrupa ülkelerinden yapılan başvurularda önemli artışlar oldu

2017 yılında çoğu Avrupa ülkesinden yapılan başvuru sayılarında da önemli artışlar oldu. Başvuru hacmi bakamından yüksek oranlara sahip İtalya, Hollanda, Almanya ve Fransa'dan yapılan başvuruların sayısı sırasıyla %4.3, %2.7, %1.9 ve %0.5 oranında artış gösterdi. Belçika'dan yapılan başvuruların sayısında ise -1.9% oranında azalma gözlendi. Diğer yandan başvuru hacmi görece olarak düşük olan Danimarka, Avusturya, İspanya, İsveç'den yapılan başvuruların sayısında sırasıyla %13.1, %8.2, %7.4 ve %4.9 oranında artış oldu.

Tıbbi teknolojiler ilk sırada

En fazla Avrupa patent başvurusunun yapıldığı teknoloji alanı tıp teknolojileri oldu. Tıbbi teknolojiler önceki yıllarda da en fazla başvuru yapılan alan olarak başta yer alıyordu. Bu alanda yapılan başvuru sayısı ise %6.2 oranında artış gösterdi. Yapılan başvuru sayısı bakımından tıbbi teknolojileri dijital iletişim ve bilgisayar teknolojileri takip etti. İlk 10 teknoloji arasında en fazla artışın olduğu alanlar ise sırasıyla Biyoteknoloji (%14.5), İlaçlar (%8.1) ve Ölçme sistemleri (%6.6) oldu.

Çin en fazla bilgi ve iletişim teknolojileri alanında başvurular yapıyor

Patent başvurularının orijinine göre yapılan bir analizde Çin ve Güney Kore gibi ülkelerinde özellikle Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanlarına odaklandıklarını gösteriyor. Diğer yandan, birçok Avrupa ülkesi, ABD ve Japonya'dan yapılan başvuruların çeşitlilik gösterdiği gözlemleniyor. Daha özel olarak bakıldığında Avrupa ülkelerinin yapay zeka ve araçlarda akıllı uygulamalar gibi alanlarda faaliyetlerinin yoğun olduğu, buna karşın Asya ülkelerin daha çok Bilgi ve Bilgisayar Teknolojileri alanlarına odaklandığı gözlemleniyor.

Huawei ilk sırada

Başvuru sahipleri bakımından değerlendirme yapıldığı, Çin kökenli teknoloji şirketi Huawei en fazla Avrupa patent başvurusu yapan şirket oldu. Böylece EPO'nun tarihinde ilk kez bir Çinli firma ilk sırada yer aldı. Huawei'yi Siemens, LG, Samsung ve Qualcomm takip etti (EPO 2017 Annual Report - Applicants). Böylelikle ilk on sırada Avrupa'dan dört, ABD'den üç ve Güney Kore'den iki ve Çin'den bir şirket yer aldı.

Türkiye orijinli Avrupa patent başvurularında %74,9 oranında artış oldu

Türkiye'den 2017 yılında 892 adet Avrupa patent başvurusu yapıldı (EPO 2017 Annual Report - European patent applications percountry of origin). Bu bir önceki yıla göre %74,9 adet artış anlamına geliyor. Türkiye'den yapılan Avrupa patent başvuru sayısı 2016 yılında 510 adet olmuştu. Artış oranı her ne kadar yüksek olsa da diğer ülkelerin başvuru sayıları dikkate alındığında Türkiye'den yapılan başvuruların sayısı oldukça düşük bir seviyede kalıyor.

VESTEL en fazla Avrupa patent başvurusu yapan ilk 50 firma arasında

VESTEL ELEKTRONIK 408 adet Avrupa patent başvurusu ile ilk 50 firma arasında 49. sırada yer aldı. VESTEL bu başvuru sayısı ile ilk 50'de yer alan tek Türk firması oldu (EPO 2017 Annual Report - Top 50)

EPO'nun istatistiklerine buraya tıklayarak ulaşılabilirsiniz.
Share:

Popüler Yayınlar

KATEGORİ

Etiketler

Son Yazılar

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *